Duyu bütünleme terapisi duyu işlev bozukluklarından kaynaklana problemlere uygun çözümler sunmak için beyin ve davranış ilişkileri üzerine odaklanır.
Duyu işlev bozuklukları, kişinin vücudunu çevreye uygun bir şekilde kullanmasını mümkün kılan nörolojik süreçlerde oluşan sorunları tanımlamaktadır. Başka bir deyişle, kişinin vücudundan ve çevresinden gelen duyular aracılığı ile alınan bilgileri uygun şekilde organize edememesidir.
Öğrenmenin temelinde yer alan ve duyu bütünleme bozuklukları arasında en çok problem görülen duyular; vücudumuzun denge merkezi olan vestibuler duyu, kas eklem sistemimizle ilgili olan proprioseptif duyu ve iç organlarımızdan aldığımız uyaranları vücudumuzdan beynimize gönderen interoseptif duyudur.
Duyu bütünleme terapisi, duyu işlev bozukluklarından kaynaklana problemlere uygun çözümler sunmak için beyin ve davranış ilişkileri üzerine odaklanır. Terapinin amacı, çocukların yaşadıkları zorluklara neden olan nörofizyolojik adaptasyonlarını sağlamaları ve duruma uygun adaptif cevap çıkarmalarına yardımcı olmaktır.
Duyu bütünleme bozukluğu yaşayan bireylerde, öğrenme ve davranış, normal dışı bir gelişim seyri gösterir. Bu sebeple çocuklardaki problemin sebebinin duyulardan mı duygulardan mı kaynaklandığının tespiti çok önemlidir. Her bireyin duyusal işlev bozukluğu kaynaklı problemi birbirinden farklı seyreder. Bu yüzden her birey için durumuna özel planlama yapılmalıdır.
Uzmanlarımız uyguladıkları testler ,yaptıkları değerlendirmeler ve ailenin talepleri doğrultusunda bireysel olarak en uygun çalışma planını yaparlar.
Otizim, epilepsi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi problemlere sahip olan bireyler veya fiziksel, duyusal, zihinsel,konuşma, dil ile ilgili herhangi bir problem nedeniyle toplumdaki yaşamlarını sürdürmeye çalışırken sıkıntılar yaşayabilmektedir. Ergoterapistler, tamda bu noktada yaşamlarını rahatça ve kolaylıkla sürdüremeyen kişilere yardımcı olmak ve yaşam kalitelerini arttırmak için özel yöntemler uygularlar.
Ergoterapistlerin ilgi alanına giren bir yaş grubu bulunmamaktadır. Tüm yaş gruplarıyla ve bir çok hastalıkla ilgilenen ergoterapistler onlara uygun, hayat kolaylaştırıcı tedavi planı oluştururlar. Ergoterapi alan bireyler tedavi programlarına aktif olarak katılırlar. Tedavi planları kişiye özel ve çok çeşitlidir. Örneğin, psikolojik hastalığı olan bireylerin, topluma katılmasını sağlayan aktiviteler bu tedavi planlarının içerisine dahil olabilirken, aynı zamanda fiziksel bir rahatsızlığı olan bireylerin evlerindeki veya dışarıdaki işlerini halletmesini kolaylaştıracak aktiviteler de bu tedavi planlarının içerisine dahildir. Ayrıca ergoterapi tedavileri için belirli bir alana gerek duyulmamaktadır. Ev, okul, rehabilitasyon merkezi, sağlık merkezi, hastane gibi bir çok farklı alanda yapılabilen, tedaviler uygulanmaktadır.
Ergoterapi yöntemleri ile birey tam olarak tedavi edilemese de, yaşantılarında meydana gelen olumlu değişiklikler ile hastalığın getirdiği olumsuz durumların aşılması hedeflerler.
Floortime, otizm spektrum bozukluğu, down sendromu, dil ve konuşma bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, gelişimsel gerilikler, duygusal ve dürtüsel sorunları olan çocuklar ve onların aileleri için geliştirilmiş bir programdır.
Çocuk psikiyatristi Dr. Stanley Greenspan’ın “yerde oyun” adını verdiği bu yaklaşımın temel hedefi; ebeveynlerin çocuklarını tanıyıp onlar ile doğru iletişim kurabilmelerini sağlamak ve günlük yaşamda karşılarına çıkan kısıtlılıklarla baş edebilmelerini kolaylaştırmaktır.
Çocuğun duyu, dil ve motor becerisinin değerlendirilip kısıtlılıkları belirlenir ve çocuğu daha iyi bir gelişim seviyesine taşımayı hedefler. Floortime yönteminin temelinde çocuğun liderliğinde ilerlemek, onu izlemek ve ona ayak uydurmak vardır. Çünkü çocuk seçimleriyle bizlere ihtiyaçları ve kaçındığı durumlar hakkında bilgi verir. Aynı zamanda onun liderliğinde başlayıp sürdürülen etkinliklerde çocuğun daha çok keyif aldığı ve daha fazla gelişim zinciri kurduğu gözlenmiştir.
DIR modeli DIR Floortime tekniğinin yapı taşlarından biridir. DIR modeli ile çocuğu detaylı değerlendirme ve bir müdahale programı geliştirilmesi sağlanır. Temel hedefi ise çocuğun sosyal, duygusal ve düşünsel becerilerinin temellerini sağlam atmaktır.
Gelişimsel bölümde altı tane fonksiyonel duygusal gelişim basamağı vardır. Çocuk bu basamaklara göre değerlendirilir ve gelişimsel olarak hangi basamakta olduğu görmemizi sağlar. Bu altı basamak;
Her çocuğun duygusal açıdan çevresinden aldığı uyaranları işlemesi farklıdır. Bir çocuk seslere karşı hipersensitif veya hiposensitif olabilir. Bu bölümde çocuğun duyusal olarak çevresine nasıl dönüt verdiğine bakılır ve bunları göz önünde bulundurarak çalışma programı hazırlanır.
Eğitmenlerin ve ebeveynlerin çocuğun duygu durumu, gelişimsel seviyesi ve birey farklılıklarına göre çocukla iletişime geçmesidir. Kurulan bu etkileşimle çocuk zamanla fonksiyonel ve duygusal gelişimde mesafe kat etmeye başlar.
Floortime’ın iki temel hedefi vardır. İlk hedefi çocuğun doğal ilgilerini takip etmek ve çocuğa yol göstermektir. Çocuğun ilgisini takip ederek onun duygusal ve duyusal açıdan nerede olduğunu daha görüp ilgilerini, isteklerini gözlemleyerek neleri eğlenceli bulduğunu onu neyin motive ettiğini keşfederiz. Buradan yola çıkarak oynadığı oyunları genişletip bir üst basamağa geçebilmesine yardımcı oluruz. İkinci hedefimiz ise çocuğun bizlerle iletişime geçebileceği, paylaşılan dünyanın içine çekmektir. Birçok nedenden dolayı çocuk kendi dünyasının içine girip bizlerle iletişimi reddediyor olabilir. Bu noktada yine çocuğun ilgisini takip edip hoşlandığı şeyleri anlayıp ona eşlik etmek ve ona saygı göstermek çok önemlidir. Bu yolla çocuk kendisini bize daha yakın hissedip iletişime geçecektir. Çocuk bir kez bizimle birlikte olmaktan hoşlanmaya başladığında, onun ilişki kurma, iletişime geçme gibi yetenekleri gerçekleştirmeye başlamasına yardımcı olabiliriz.
Özet olarak DIR Floortime çocuğu izleyip onu kendi dünyamıza çekmeyi ve bunu yaparken çocuğun bireysel farklılıklarını, fonksiyonel duygusal gelişimini, aile kalıplarını göz önünde bulundurarak çocuğun gelişim basamaklarını çıkmasına yardımcı olmaktır. Çocukla çalışırken kendi kişilik özelliklerimizi de göz önünde bulundurmalıyız. Çalışmalar sırasında çocuğun enerjisi ile kendi enerjimizin uyuşup uyuşmadığı, çocuğa göre esneklik gösterip göstermediğimiz önemlidir.
DIR Floortime her yerde her zaman uygulanabilir. Günde sekiz ya da daha fazla ve en az yirmi dakika olmak üzere her yerde uygulanabilir. Uygulama sırasında farklı çocuklar da uygulamaya dahil edilip oyunlar genişletilebilir. Böylece çocuk iletişim becerilerini arkadaşlarıyla, kardeşleriyle oynayarak geliştirebilir. Yemek hazırlarken, temizlik yaparken, markette alışveriş yaparken, dışarıya çıkmaya hazırlanırken gerçek hayat aktivitelerini çalışmalara katmak önemlidir. Bu yolla günlük yaşamdan birçok şeyin neden, nasıl yapıldığını anlamasını sağlarız ve çocuğu günlük hayatın bir parçası haline getiririz.
Destek Alanları:
DIR Floortime Eğitimi Merkezimizde verilmektedir.